Bir boşluk mu içimde kalan, kendini arayış mı? Bu kariyerden, paradan, işten güçten vazgeçmeme neden olan? Her şeyi bırakıp içe dönüş yaşamak isteyişim… Kendimi kitaplara, içsel yolculuğa, yazmaya verişim. Bu kendimi bulma çabasının sebebi ne? Ben hep böyle değil miydim aslında? Hep hayatın özünü arayış içindeydim. Ama bu kez içimdeki ses, “eğer yaptığından mutlu değilsen bir kez daha dur, düşün ve geç olmadan mutlu olacağın yolu seç” mi dedi bana acaba? O zaman neden hala gelecekle ilgili doğru yolu bulamıyorum. Belki de o yola girdim ve henüz farkında değilim. Yol da hayatın kendisi değil mi zaten?
İç Huzur Yolculuğu -1
Bir boşluk mu içimde kalan, kendini arayış mı? Bu kariyerden, paradan, işten güçten vazgeçmeme neden olan? Her şeyi bırakıp içe dönüş yaşamak isteyişim… Kendimi kitaplara, içsel yolculuğa, yazmaya verişim. Bu kendimi bulma çabasının sebebi ne? Ben hep böyle değil miydim aslında? Hep hayatın özünü arayış içindeydim. Ama bu kez içimdeki ses, “eğer yaptığından mutlu değilsen bir kez daha dur, düşün ve geç olmadan mutlu olacağın yolu seç” mi dedi bana acaba? O zaman neden hala gelecekle ilgili doğru yolu bulamıyorum. Belki de o yola girdim ve henüz farkında değilim. Yol da hayatın kendisi değil mi zaten?
Çok aslında azdır...
Artık
üniversite vakti gelip çatmıştı. İstediği okulu kazanamamış ve çok üzülmüştü.
Hayatında bir takım sıkıntılar yaşamış ve tüm bunlar başarısını etkilemişti. Hayatın
ördüğü ağlara kim karışabilir? Gittiği okulla ilgili kaderin ona büyük bir sürprizi
olacaktı.
Geleceğin Gazetecisi! Mi acaba?
İşte bu hayatta anlatmayı en çok sevdiği öyküydü genç kızın. Belki hayatının en gurur duyduğu, en çok içinde ukde kalan ve hatıraları hep en taze olan. İçindeki keşfetme isteğine en uygun iş için hazır olduğunu düşünüyordu. Gerekirse kapılarında yatacak ve kendisini o en çok arzuladığı işe kabul ettirecekti. Keşfetmeyi seven biri en çok hangi işi isterse tabi. Artık çoktan kararını vermişti. Gazeteci olacaktı. Örnek aldığı isimler gibi dünyayı gezecek, savaş muhabirliği yapacak, hayatı dibine kadar tanıyacaktı. Saatini gecenin 3’üne kurup, o zamanlar sadece 2 tane olan seyahat programlarını izlemesi de bu yüzdendi. Değer verilmemesi, programların gecenin bir köründe yayınlanıyor olması onun için hiç önemli değildi. Çünkü içindeki seyahat etme, kitap okuma, farklı kültürleri tanıma isteğini bastırması mümkün olmuyordu. İşte bu yüzden 15 yaşına gelip, lise hazırlığa adımını attığında kendisini bölgenin en büyük yerel gazetesinin kapısında buldu. Gazeteyi sürekli takip ediyordu ve kendisinin de şansını denememesi için hiçbir neden yoktu, 15 yaşında bir lise öğrencisi olmasını saymazsak tabi ki.
Anason tarlasında ilk iş deneyimi
Sabah 5’te kalktı küçük kız. Hiç uykusu yoktu. Kaçta yatarsa yatsın sabah kalktığında hep güne hazırdı. Bir kez bile esnemezdi uyandıktan sonra. Onun için uyumak hayatı keşfetmekten geri kalmaktı. Ne çok şey vardı keşfedilecek yine bugün. Bir köylü kadının erkenden kalkıp, sabahın içe işleyen soğuğu arasında, traktörün devasa bir canavarı andıran hırıltılı tekerinin üzerinde tarlaya gitmesine tanık olacaktı. Sadece tanık olmayacak o anı, o kadın ve diğerleri gibi kendi de deneyimleyecekti.
Bir yerlerden başlamak lazım..
İşsiz kalmak...
Uzun zamandır yaşamadığım, sanki fersah fersah uzaktaymış gibi
düşündüğüm, bulutların ardından gelen gökkuşağıydı benim için. Uzaktan
rengarenk görünmesine rağmen, yağmurun bereketinden uzaklaştığı için korkutan… Bir
daha ne zaman yağmur yağacak diye düşündürürken, renklerine ellerimle dokunmak
istediğim. Ve sonunda oldu. Bu benim için sadece bir ara vermek değil.Kendime zaman ayırabilmek, biriken onca kitabımı okuyabilmek,
şehrin dehlizlerini ve güzelliklerini keşfedebilmek, iç sesimi dinleyip yolumu
sorgulayabilmek ve çalışırken hayali kurulan bir çok şeyi gerçekleştirebilmek.
Kasvetli, yağmurlu bir Pazartesi günü Türk Kahvesi eşliğinde blog yazabilmek ve
telaşsızca dergi karıştırabilmek mesela. Şu an yaptığım gibi...
Huzurlu muyum? Evet.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)