Yeni bir iş, yeni bir deneyim


Okuldan sonraki ilk işi ona biraz yol haritası olmuştu aslında. Neyi isteyip, neyi istemediğini görmesini sağlamıştı. Satıştan çok pazarlama işlerini sevmişti mesela. Bütün gün aynı ofiste, yoğunluk olmadan durmayı sevmemişti. İstediği kadar iş öğrenemediğini düşünmüş, kariyeri ile ilgili hemen endişelenmeye başlamıştı. Hayal gücünü ve kreatif yönünü daha çok kullanabileceği bir işe ihtiyacı vardı. Şirketlerdeki finansal bölümler ona göre olmadığından ve satış işinden de çok hoşlanmadığından elindeki en güzel seçenek pazarlama alanında çalışmaktı. Hem trendleri belirleyen de pazarlama ekipleri değil miydi? Her türlü ürünü doğuran, yaşatan ve öldüren, hayatımızın her alanındaki ürünlerin gidişatına yön veren pazarlamacılar...

Başvurduğu işler arasında çok da büyük olmayan bir firmada kendisine ürün yöneticisi pozisyonunu bulmuştu. Ama bu küçük firma bile, kişilik testlerinden, yetenek testlerine her türlü testi yapmış, birçok mülakat sonucu kendisini işe almıştı. Artık hayatına bambaşka kavramlar girecek, yeni ürünleri çocuğu gibi sevecek, pazarlamanın sihirli, hızlı ve acımasız dünyasıyla tanışacaktı. İşe girer girmez, ürünleri, rakipleri ve piyasayı daha iyi tanımasını sağlamak için önce birkaç gün bir kozmetikçide parfüm tanıtımı ve satışı yapması gerektiği söylendi. Zaten daha önce birkaç günlük diş macunu tanıtım deneyimi olduğu için bu görev ona çok da garip gelmemişti. Birkaç gün boyunca işin son tüketiciye giden kısmını ve rekabeti öğrendikten sonra ofisteki işine başladı. Bir önceki işinde sahip olduğu otelin içindeki deri masalı lüks ofisi geride kalmıştı. Artık yine sadece kendisine ait olan, havalandırma boşluğuna bakan, küçük bir çatı katı odada çalışacaktı. İşini keyifle yapıyor, yen bir ürüne elleriyle hayat vermenin tadını çıkarıyordu.

Çocukluğundan beri tanıştığı insanların adını unutsa bile kokularını unutmazdı. Mekanların, insanların, hatta şehirlerin kokuları bile onun belleğinde klasörlenmiş şekilde dururdu. Bu yüzden parfümlerle ilgili yeni işi onu çok heyecanlandırmıştı. Koku notalarını öğreniyor, gece gündüz koku işini daha iyi öğrenmek için araştırmalar yapıyor, sayfalar dolusu döküman okuyordu. Bu iş tam ona göreydi. Önünde yepyeni projeler vardı. Yeni parfüm serileri oluşturup, lansmanlarını hazırlaması gerekiyordu. İlk önce kadınlara yönelik bir parfüm serisi projesi yapması gerekiyordu. Farklı notalardan oluşan, orta yaş kadın parfümleri. Bu küçük şirkette çok büyük pazarlama bütçeleri ve ekipler yoktu. Başka şirketlerde büyük ekiplerle yapılan birçok çalışmayı kendi başına yürütmek zorundaydı. Hatta pazar araştırmalarını bile. Müdürü, yeni çıkaracakları parfümleri sokaktan geçen kadınlara birkaç gün boyunca sokakta durarak denetmesini ve seçeneklerden beğenilenleri tespit etmesini istemişti. Koca ülkede bu işi bu şekilde yürüten başka bir ürün yöneticisi var mı, gerçekten merak ediyordu. İtiraz edemedi, etse de bir şey değişmeyecekti. Gerçekten birkaç gün boyunca kalabalık bir sokakta durarak, kadınlara kokuları denetti ve sonuçlarını aldı. Hayat tüm enteresan işleri ve müdürleri kendisine sınav olarak göndermeye devam ediyordu. Parfümlerin kokuları netleştikten sonra sıra gelmişti diğer aşamalarına. Şişe seçimi, etiket ve kutu seçimleri, katalog çekimleri, katalog yazıları, ürün eğitimleri, lansman hazırlıkları ve birçok iş daha. Tabi bunun yanında lansmanı yapılacak ve satışı arttılması gereken birçok farklı ürün de ellerinden öpüyordu. Ürünlerini o kadar severek hazırlıyordu ki, katalog yazılarını bile kendisi yazmıştı. Hatta ürünlerine katalog yazısından çok şiirler ve hikayeler bile hazırlamıştı. Küçük ofiste gecelere kadar tek başına biraz da korkarak çalışıyor, bazen ne sabah kahvaltısı, ne öğle yemeği yemeye bile fırsatı olmuyordu. Bir önceki yavaş işinin acısı çıkıyordu burada sanki. İşini seviyordu. Ancak iş son kararların verilmesine gelince sözü pek geçmiyordu. Konumlandırmalar, ambalaj tasarımları, hatta promosyon verilecek bir ürünün renk tonuna kadar her şeyde müdürü ne derse o oluyordu. Hatta bir keresinde promosyon bir ürünün renk tonu için on kere üretici firma ile şirketi arasında mekik dokumuş, rengi bir türlü müdürüne beğendirememiş, en sonunda da üretici firma kızıp, kendilerine ürün yapmaktan vazgeçmişti.


Bu işe yeni başladığı için öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünerek sussa da, o kadar emek verdiği ürünlerin sonunda hatalı kararlar yüzünden başarısız olması büyük hüsrandı. Hayatında tanıdığı en zor ve inatçı insanlarından biriyle çalışıyordu. Bu durum işi iyiden iyiye zevksiz hale getirmeye başlamıştı. Her durumda duvara toslamak ve fikirlerine saygı gösterilmemesi onu zorluyordu. Ayrıca çalışmayı sevdiği için satın almadan, işe alımlara kadar birçok alakasız bölümün işi de üzerine yıkılıyordu. Evet, yoğun bir çalışma hayatı istemişti ama kastettiği sömürülmek değildi. Kısa zamanda çok iş öğrendiği ve pazarlamayı sevdiği doğruydu ama ilerlemesi gereken yer burası değil, daha kurumsal bir şirket olmalıydı. Böylece hem daha yüksek bütçelerle daha güzel projelere imza atabilecek, hem de işi daha profesyonel şekilde öğrenecekti. Bunun için de önce kendisini biraz daha geliştirip, İngilizcesini biraz daha toparlaması gerekiyordu. Yeni bir maceraya atılmak için yollara koyulacaktı. Parfüm macerası sona ermişti.

Not: Kariyer hikayesinin bütününü görmek için ilk yazıdan sona doğru okuyabilirsiniz.